
Sanığın Beyanlarıyla Suçunun Niteliğinin Ortaya Çıkmasına Yardım ve Hizmet Etmesi Nedeniyle Sanık Hakkında Etkin Pişmanlık Hükümlerinin Uygulanması
Sanığın Beyanlarıyla Suçunun Niteliğinin Ortaya Çıkmasına Yardım ve Hizmet Etmesi Nedeniyle Sanık Hakkında Etkin Pişmanlık Hükümlerinin Uygulanması
T.C. Yargıtay 20.Ceza Dairesi Esas: 2018-994 Karar: 2018-3679 Karar Tarihi: 20.09.2018
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
5271 sayılı CMK'nın 288. maddesinin ''Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır.'' ve aynı Kanunun 294. maddesinin ise; ''Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir.'' şeklinde düzenlendiği de gözetilerek, sanık müdafiinin temyiz isteminin, hukuka aykırı delillerin hükme esas alınamayacağına, eksik araştırma ile karar verildiğine, eylemin, “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçunu oluşturduğuna ilişkin olduğu belirlenerek anılan sebeplere yönelik yapılan incelemede;
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilen dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer itirazların reddine, ancak;
Olay tutanağının içeriğine ve tüm dosya kapsamına göre; devriye görevi sırasında iki sokağın kesişimindeki motorsikletin yanında duran ve üstünde oturan iki erkek şahsın birbirlerine bir şeyler verdiklerinin görülmesi üzerine yanlarına yaklaşıldığı sırada, hakkında "uyuşturucu madde ticareti yapma" suçundan verilen mahkûmiyet hükmü temyiz edilmeksizin kesinleşen sanık ...'nın kaçmaya başladığı, kovalamaca sonucu yakalandığında, gözlendiği yerde yapılan araştırmalarda kendisine ait kimlik fotokopisinin basılı olduğu kağıda sarılı torba içerisinde 5 paket halinde daralı 5,05 gram esrar, 10 adet MDMA içeren pembe renkli tablet, 5 paket halinde daralı 1,84 gram taş kokainin; dur ihtarına uyan sanık ...'un kaba üst yoklamasında ise pantolonunun sağ cebinde 2 paket halinde daralı 1,20 gram esrar ve 2 adet MDMA içeren pembe renkli tablet ile pantolonunun sol cebinden 315 TL paranın ele geçirildiği; sanıkların kimlik bilgilerinden kardeş olduklarının anlaşıldığı; üzerinde kişisel kullanım sınırında uyuşturucu madde ele geçen sanık ...'un, gerek olay tutanağı düzenlenirken verdiği sözlü beyanında, gerekse kollukta müdafii huzurunda diğer sanık ...'dan önce alınan ifadesinde, "Kardeşi olan Bahadır'da ele geçen maddelerin kendisine ait olduğunu, üçüncü kişilere satmak için temin ettiği bu maddeleri emaneten kardeşine verdiğini, kardeşinin ise polisleri görünce korkarak kaçtığını," beyan ederek, kendi suçunun niteliğinin ortaya çıkmasına yardım ve hizmet ettiği anlaşıldığından, sanık ... hakkında TCK'nın 192. maddesinin 3. fıkrasından öngörülen etkin pişmanlık hükmünün uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi'nin 23/10/2017 tarih ve 2017/1872 esas - 2017/1986 karar sayılı istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine dair kararı hukuka aykırı bulunduğundan, 5271 sayılı CMK'nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20/09/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.